Ara GÜLER
Ara Güler, 1928'de İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde, Mıgırdiç Ara Derderyan adı ile, Ermeni bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. İsmini “yakışıklı Ara” olarak bilinen Ararat Kralı Ara Geghetsik’ten, göbek adınıysa dedesi Mıgırdiç'ten alır.1935 soyadı kanununun ardından babası Dacat bey Güler soyadını almış ve Mıgırdıç Ara Derderyan, Mıgırdıç Ara Güler olmuştur. Annesinin adı Verjin olan Güler'in eczacı olan babası Dacat Güler, Giresun'un Şebinkarahisar ilçesinin Yaycı köyünden altı yaşındayken öğrenim görmek için İstanbul'a gönderildi. Çocukken sinemadan çok etkilenen Ara Güler'e babası lise döneminde 35 mm'lik bir film makinesi ve bir fotoğraf makinesi alarak Yeni İstanbul gazetesinde foto muhabiri olmasını teşvik etti. 1951 yılında Getronagan Ermeni Lisesi'nden mezun oldu.
Lisedeyken film stüdyolarında sinemacılığın farklı dallarında çalıştı. Muhsin Ertuğrul'un yanında tiyatro ve oyunculuk eğitimi almaya başladı.Amacı rejisör veya oyun yazarı olmaktı.1950'de Yeni İstanbul gazetesinde gazeteciliğe başladı. Bu yıllarda Ermenice gazete ve edebiyat dergilerinde öyküleri yayınlandı. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne devam ediyordu. Ancak gazeteci olmaya karar verdi.
1962 yılına kadar Hayat dergisinde fotoğraf bölümü şefi olarak çalıştı. 1961'de Birleşik Krallık'ta yayınlanan Photography Annual, onu dünyanın en iyi yedi fotoğrafçısından biri olarak tanımladı.Aynı yıl Amerikan Dergi Fotoğrafçıları Derneğine kabul edildi ve bu kuruluşun Türkiye'den tek üyesi oldu.Fotoğraf dünyasının çok önemli yayınlarında fotoğrafları kullanıldı, kendisinden bahsedildi. ABD'de, Almanya'da, Paris'te çeşitli sergiler açtı. Bu arada, Bertrand Russell, Winston Churchill, Arnold Toynbee, Picasso, Salvador Dali gibi birçok ünlünün fotoğrafını çekip, röportajlar yaptı.
1979'da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin foto muhabirliği dalındaki birincilik ödülünü aldı. 1980'de fotoğraflarının bir kısmı Karacan Yayıncılık tarafından kitap haline getirildi. 1986'da Hürriyet Vakfı'nca basılan, Prof. Abdullah Kuran'ın yazdığı Mimar Sinan kitabını fotoğrafladı. Bu kitap 1987'de Institute of Turkish Studies tarafından İngilizce olarak yayınlandı.
1989'da Hil Yayınları Ara Güler'in Sinemacıları kitabını yayınladı. Yıllarca üstünde çalıştığı Mimar Sinan yapıtlarının fotoğrafları, 1992'de Fransa'da Edition Arthaud, ABD ve Birleşik Krallık'ta Thomas and Hudson, Singapur'da Archipelago Press tarafından Turkish Style başlığıyla, Fransa'da ise Albin Michel yayınevi tarafından Demeures Ottomanes de Turquie adıyla yayınlandı. Dünya Şirketler Grubu 1994'te Eski İstanbul Anıları, 1995'te Yitirilmiş Renkler kitabını yayımladı. Ana Yayıncılık ise 1994'te Bir Devir Böyle Geçti, Kalanlara Selam Olsun ve 1995'te Yüzlerinde Yeryüzü adlı kitapları yayımladı.
Ara Güler'in fotoğraflarının büyük bir bölümü Fransa, ABD ve Almanya'da çeşitli müzelerde sergilenmekledir. Fotoğraflarında Leica makinasını kullanmıştır. Fotoğrafın sanat dalı olmadığını düşünmektedir.Ara Güler kendisini: "Ben de gazeteciyim. Fotoğrafçı değilim. Fotoğrafçı ile gazeteci arasındaki fark budur. Fotoğrafçı bomba patlar kaçar. Ama gazeteci peşinden gider olayı yakalamaya çalışır. Ben de bu yaşa kadar ona göre çalıştım" şeklinde tanımlıyor.
Gazeteci Nezih Tavlaş'ın, fotoğrafın efsane ismi Ara Güler'in hayatını anlattığı Foto Muhabiri adlı 343 sayfalık kitapta Ara Güler'in doğduğu günden bugüne kadar tanık olduğu olaylar kronolojik bir sırayla anlatılırken bir yandan da Türkiye'nin 80 yıllık tarihi yer alıyor.Kitabın sonunda Ara Güler ile yapılan bir nehir söyleşi ve aile albümünden fotoğraflar yer alıyor.
İstanbul'un Şişli ilçesinde özel bir hastanede konjestif kalp yetmezliği, kronik böbrek yetmezliği ve periferik arter hastalığı nedeniyle tedavi gören Ara Güler'in kalbi 17 Ekim 2018'de iki kez durdu ve doktorların müdahalesi sonrası yeniden çalıştırıldı. Yoğun bakım ünitesinde tedavisi devam ederken saat 23.05’te kalp atımı ve solunumu tekrar duran Güler, yapılan tüm müdahalelere rağmen 23.20'de öldü.Güler'in ölümü üzerine aralarında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan'ın da bulunduğu çok sayıda siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve iş insanı taziye mesajı yayımladı.Ara Güler için 20 Ekim 2018'de ilk olarak Galatasaray Meydanı'nda anma töreni düzenlendi. Daha sonra cenazesi Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi'ne getirildi ve burada Türkiye Ermenileri Patrikliği Patrik Vekili Aram Ateşyan'ın yönettiği dini tören düzenlendi. Buradaki tören sonrasında Şişli Ermeni Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Ara Güler, yaşamı süresince iki evlilik yaptı. İlk evliliğini 1975 yılında Perihan Sarıöz ile yapan Güler dört yıl evli kaldı. Ara Güler 1980 yılında tanıştığı Suna Taşkıran ile 1984 yılında evlendi. Dünyayı dolaşan çiftin mutluluğu Suna Taşkıran Hanım'ın 2010 yılındaki ölümü ile son buldu.
Coşkun ARAL
Coşkun Aral, 1 Mayıs 1956’da Siirt’te doğdu. Baba tarafı Kürt,Anne tarafı Arap asıllıdır. Okul hayatına İstanbul'da 14 Eylül İlkokulunda başladı, Oruç Gazi Ortaokulu ve Mecidiyeköy Lisesinde eğitimini tamamladı. Çocukluk yıllarında Doğan Kardeş ve Hayat dergilerini okuyarak büyüdü. Foto muhabirlik mesleğine 1974 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde başladı. 1976 yılından itibaren Ekonomi ve Politika gazetesinde meslek hayatına devam etti.
1977 yılında meydana gelen 1 Mayıs Olaylarında Savaş Ay ile beraber çektiği fotoğraflar, Sipa Press fotoğraf ajansı tarafından dünya basınına dağıtıldı. Bu olaya ilişkin fotoğraflarıyla ilk kez Amerikan Time ve Newsweek dergilerinde yer aldı. Bunu izleyen yıllarda Sipa Press'in Türkiye muhabirliğini üstlendi. Aynı dönemde Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet ve Hürriyet gazeteleri adına serbest muhabir olarak çalıştı. Burada Hikmet Feridun Es, Ara Güler, Ergin Konuksever, Atılay Kayaoğlu ve Gökşin Sipahioğlu gibi isimlerle beraber çalıştı.
1980 yılında ilk defa Sipa Press fotoğraf ajansı adına Türkiye dışında görev aldı. Polonya’da ünlü Gdańsk Grevi, İran-Irak Savaşı'ndaki çalışmalarıyla uluslararası piyasada da adını duyurdu. 12 Eylül Darbesi hakkındaki fotoğrafları, Newsweek ve Time'ın yanı sıra Fransız L’Express haber dergisinde de kapak fotoğrafı olarak yayımlandı.
14 Ekim 1980 tarihinde Münih-İstanbul-Ankara seferi esnâsında kaçırılan Türk Hava Yolları uçağında, uçağı kaçıran hava korsanlarıyla bir mülâkat gerçekleştirmeyi başardı.Bu mülâkat ile ulusal ve uluslararası ödüller kazandı. 1980 yılından itibaren düzenli olarak savaş muhabirliği yaptı ve Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda, Çad ve Uzak Doğu’da meydana gelen savaşları fotoğrafladı. Freddie Mercury'nin doğduğu yer olan Zanzibar'ın Stone Town'a kentine gidip onu tanıyan insanlarla röportaj gerçekleştirdi.Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali sırasında Ahmed Şah Mesud ile,Nevin Sungur ile beraber de Bob Marley'in kardeşiyle röportajlar gerçekleştirdi.Time, Newsweek, Paris Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına foto muhabiri olarak çalıştı.
1985 yılında başlayan Mehmet Ali Birand'ın 32. Gün programının ekibine katıldı. Yapım ve yönetimini üstlendiği, yardımcılığını Meltem İnan'ın yaptığı Haberci programı, Türkiye’nin yanı sıra uluslararası televizyon kanallarında da yayınlandı.
Aral, Türkiye’nin ilk tematik televizyon kanalı İz Tv’nin kurucularındandır ve uzun yıllar kanalın yayın yönetmenliğini üstlendi.2006 yılında Avrupa’da verilen Hot Bird Televizyon Ödülleri'nden bir mansiyonla dönen İz Tv, 2007 ve 2009'da ise belgesel dalında ödüle layık görüldü.
2018 yılından beri Coşkun Aral Anlatıyor adlı YouTube kanalında anılarını, gazetecilik maceralarını ve güncel konular hakkında yapmış olduğu çalışmaları paylaşmaktadır. İz TV'nin TMSF'ye devrinden sonraki süreçte bahsi geçen kanaldan ayrılıp, yeni bir kanal olan Habitat TV'yi kurdu.Habitat TV, 11 Ocak 2021 tarihinde internet platformları ve uydu üzerinden yayın hayatına başladı.
Coşkun Aral, günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerinde bağımsız belgeseller çekmeye devam ediyor.
İzzet KERİBAR
1936 yılında İstanbul’da doğdu.
Fotoğrafa olan ilgisi, ağabeyi Leon'un fotoğrafa olan ilgisiyle 1952 yılında başlayan Keribar, 17 yaşında, haftalıklarından biriktirdiği para ile ilk fotoğraf makinesini aldı: Alman yapımı bir Regula'dan bir yıl sonra Leica IIIf sahibi oldu.
İzzet Keribar, 1953 yılında Saint Michel Fransız Lisesi'den mezun oldu. 1957'de askerlik için Güney Kore'ye gitti. Kişisel teknik stilini, Türk Tugayında birçok fotoğraf çekerek, Kore'de geliştirdi.
Ama Türkiye'ye döndükten sonra çok uzun bir süre fotoğrafla fazla ilgilenmedi. O yıllarda, eski İsviçre pulları koleksyonculuğu, antika Meissen ve Viyana porselenleri, klasik batı müziği, ve iç dekorasyon çok sevdiği ve ilgilendiği konular oldu. Ancak 1980 yılından itibaren ciddi olarak tekrar fotoğrafla ilgilenmeye başladı. Ve ayrıca bir iş insanı olarak 1997 ye kadar bir dönem tekstil işini yürüttü. Sirkeci civarında oldukça başarılı bir iş insanı idi. Ancak ekonomik krizde tekstilin artık eskisi gibi yürümeyeceğini düşünerek kendini tamamen profesyonel fotoğrafçılığa adadı.
1952 yılında fotoğrafçılığa başlamış olan Keribar, 1980 yılını fotoğrafçılığı ikinci doğuşu olarak belirtiyor. 1982 yılından beri yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda fotoğraf sergisi ve dia gösterisi gerçekleştirdi. Ulusal ve Uluslararası fotoğraf yarışmalarının jürilerine sık sık katılır.
Sanatçının pek çok prestijli ödülü bulunmaktadır. Uluslararası Fotoğraf Federasyonu tarafından 1985 yılında A.Fiap (Sanatçı), 1988 yılında da E.Fiap (Ekselans) unvanları ile yılında almıştır. Aynı zamanda Fransız Kültür Bakanlığı'nca Legion d'Honneur nişanı (Akademik Başarılar Şövalyelik unvanı)nı kazanmıştır.Kültür ve Turizm Bakanlığı Büyük Sanat ödülü sahibidir.
Sanatçı, İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği (İFSAK) onur üyesidir. Birçok kuruluşta hâlen fotoğraf dersleri vermektedir.
İzzet Keribar Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca ve Yunanca biliyor.
Sabit KALFAGİL
Sabit Kalfagil (1934, Elazığ - 5 Mayıs 2017), fotoğrafçı. Konya Lisesi'ni bitirdi fakat bu dönemlerde fotoğrafçılık hakkında bir planı yoktu. Daha sonra İTÜ Mimarlık Fakültesini bitirdi. Bir süre İstanbul Belediyesi' nde çalıştı. Başkan danışmanlığı başkan yardımcılığı ve imar müdürlüğünde çalıştı.
Fotoğraf çekmeye 26 yaşında hobi olarak başladı. Anadolu'da yaptığı çalışmalarda Anadolu insanını, Anadolu kültürünü tanıdı ve Anadolu'da birçok yer gezdi. Gezdiği yerlerde fotoğraflar çekti ve bu fotoğraflar birçok ulusal, karma, kişisel sergilerde yayınlandı ve ödüllendirildi.
Sabit Kalfagil ilk kişisel sergisini 1972 ve 1988 yıllarında açtı. Birçok konferans, yarışma ve sempozyumlarda juri üyesi olarak görev yaptı. İlk kitabı 1981 yılında yayınlanan Fotoğraf Sanatında Kompozisyon adlı kitaptır. İlk albümünü ise 1988 yılında Fatih Anıtları olarak yayımladı. 26 yaşında başlayan fotoğrafçılık onun için ikincil bir meslek olmuştur ve bu yeteneğini eğitim alanında sürdürmektedir. ilk olarak 1978 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Fotograf Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı. 1989'a kadar part-time öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1989'da doçent oldu ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümünde Belgesel Fotoğraf Sanat Dalı Başkanı oldu.
1993 yılında Kamil Fırat ile birlikte "Işığın peşinde Anadolu" adlı 9 bölümlük bir belgesel hazırladı. 1998′de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümüne profesör olarak atandı. Halen bu bölümde Anasanat Dalı Başkanıdır. P.T.F.D (Profesyonel Tanıtım Fotografcıları Derneği) ve İFSAK’ın onur üyesidir.
5 Mayıs 2017 günü öğle saatlerinde tedavi gördüğü Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ölmüştür.
Sami GÜNER
Sami Güner 1915’de Priştine’de doğdu. İstanbul Lisesi’nden mezun olduktan sonra okuduğu Hukuk Fakültesi’ni bırakarak 25 yıl Merkez Bankası’nda çalıştı ve 1961’de kendi isteği ile emekliye ayrıldı. Çok genç yaşlarda başladığı fotoğraf çalışmalarını tüm yaşamı boyunca sürdürdü. Fotoğrafın her dalıyla ilgilenmiş olup, aynı zamanda stüdyo ışıklandırması, film yıkama ve baskı işlerinde de ustalaşarak Türkiye’de ilk renkli fotoğraf çekimini gerçekleştirenler arasında da yer almıştır.
Romantizmini ve duygusallığını katarak güzele erişmek, esrarlı güzellikleri yakalamak için 40 yılını Anadolu topraklarında harcayan sanatçı, fotoğrafçılığın ülke düzeyinde yayılması, sevilmesi ve gelişmesine çok büyük bir katkı sağlamıştır.
Fotoğrafları ve fotoğraflarından yararlanılarak yapılan afişler yurt içi ve yurt dışında birçok kez ödül aldı. Güner, Türk turizmine katkıları nedeniyle 1981’de 100. Yıl Armağanı, 1983’te Cumhurbaşkanlığı Takdirnamesiyle ödüllendirildi.
Fotoğraflarından oluşan afişleri, yurt içinde ve uluslararası müsabakalarda altın ve gümüş ödüller kazanarak, çeşitli başarılara da imza atmıştır.
1982’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi) Fotoğraf Enstitüsü ile İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği’nin (İFSAK) onur üyeliğine seçilen Sami Güner, aynı zamanda Japon Fotoğraf Derneği’nin de üyesidir ve Fotoğraf Sanatı Derneği’nin (FOTOGEN) ilk başkanıdır. 1986’da Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu’nun (FIAP) ES FIAP (Üstün Katkıda Bulunmuş Sanatçı) ünvanına layık görülmüştür.
Türkiye’nin doğal güzelliklerini, sanat ve tarih zenginliklerini konu alan elli dolayında kitabın fotoğraflarını çeken Güner, yurt dışı gezilerindeki fotoğraf çalışmalarını da Türkiye’de sergilemiştir. 1987’de Türk Tanıtma Vakfı’nın (TÜTAV) Türkiye’yi Dünyaya Tanıtanlar adlı ödülüne, 1989’da da Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü’ne layık görülmüştür. 1991’de Çin Fotoğrafçılar Birliği’nin Shangai’da düzenlediği ve 43 ülkeden 2500 fotoğrafçının 12.500 eserle katıldığı, Milletlerarası Fotoğraf Yarışması’nda “Ağrı Dağı’nda Hayat” fotoğrafıyla birinci olmuştur.
20 Şubat 1991’de sergisinin açılışı için özel otomobiliyle Bolu’ya giderken geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi. Ünlü fotoğrafçının anısının yaşatılması, hem de ülkemizde projeye dayalı fotoğraf üretiminin teşvik edilip, fotoğraf sanatının geliştirilmesi amacıyla ve fotoğraf dünyamıza yeni bir heyecan kazandırmak için FOTOGEN tarafından ‘Sami Güner Kupası Fotoğraf Gösterisi Yarışması’ düzenlenmektedir.